Yapay Zeka İçeriklerinin Ticari Kullanımı: FSEK Telif Hakkı Riskleri ve Çözümler
Yapay zeka (AI) teknolojileri, özellikle ChatGPT gibi gelişmiş dil modelleri aracılığıyla içerik üretiminde çığır açmaktadır. Ticari işletmeler ve bireyler için blog yazıları, pazarlama metinleri ve çeşitli dijital içeriklerin hızla oluşturulması büyük bir potansiyel sunarken, bu durum 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) başta olmak üzere mevcut fikri mülkiyet hukuku açısından önemli soru ve riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu makalede, yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin FSEK kapsamında "eser" niteliği, "eser sahipliği" sorunsalı ve bu içeriklerin ticari kullanımından doğabilecek potansiyel hak ihlalleri, güncel hukuki perspektifle incelenecektir.
Yapay Zeka ve İçerik Üretimi: FSEK Açısından "Özgünlük" ve "Hususiyet" Değerlendirmesi
ChatGPT ve benzeri yapay zeka modelleri, kendilerine yüklenen geniş veri setlerinden (kitaplar, makaleler, web siteleri vb.) öğrendikleri örüntülerle yeni metinler üretir. Bu süreç, basit bir bilgi derlemesinin ötesine geçerek, AI'nın mevcut bilgiler arasında yeni bağlantılar kurup, belirli bir düzeyde "özgün esintiler" taşıyan çıktılar vermesini sağlar. Ancak, bir içeriğin FSEK kapsamında "eser" olarak kabul edilebilmesi için temel kriter olan "sahibinin hususiyeti", yani yaratıcısının özgün fikri çabasını yansıtması, yapay zeka bağlamında tartışmalı bir konudur.
"Eser Sahibi" Kimdir? Yapay Zekanın FSEK Karşısındaki Hukuki Durumu
5846 sayılı FSEK, "eseri", "sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri" olarak tanımlar. Bir ürünün FSEK korumasından yararlanabilmesi için hem kanunda sayılan eser kategorilerinden birine girmesi (şekli şart) hem de sahibinin hususiyetini taşıması (subjektif şart) gerekmektedir.
Türk Hukuku'nda, mevcut düzenlemeler çerçevesinde yapay zekaya "kişilik" atfedilmemektedir. Bu durumun doğrudan bir sonucu olarak, yapay zekanın FSEK anlamında "eser sahibi" olarak tanınması mümkün değildir. Eser sahipliği gündeme gelecekse, bu hak daha çok yazılımı geliştiren gerçek kişilere ait olabilecektir. Nitekim uluslararası alanda da benzer bir yaklaşım söz konusudur. Örneğin, ABD Telif Hakkı Dairesi, "Midjourney" tarafından üretilen görsellerin ve Stephan Thaler'ın "A Recent Entrance to Paradise" adlı bir bilgisayar algoritması tarafından yaratılan eserinin insan ürünü olmadığı veya arkasında bir insan yaratıcılığı bulunmadığı gerekçesiyle telife konu olamayacağına hükmetmiştir. Fiest Publications v Rural Telephone Service Company Inc., Naruto v. Slater ve Avustralya'daki Acohs Pty Ltd v. Ucorp Pty Ltd davaları da eser sahipliğinin insana özgü olduğu ilkesini desteklemektedir. Dolayısıyla, ChatGPT'nin hukuken bir kişi olmadığı ve FSEK anlamında eser sahipliği veya hususiyet iddiasında bulunamayacağı değerlendirilmektedir.
Yapay Zeka Çıktılarında Telif Hakkı İhlali Riski ve Ticari Kullanım
Yapay zekanın kendi hususiyeti olmasa da, ürettiği içeriklerin, eğitim verilerinde bulunan ve FSEK koruması altındaki insan ürünü eserlerin hususiyetini dolaylı olarak yansıtma riski mevcuttur. Özellikle belirli bir üslubu taklit etmeye yönelik direktiflerle ("prompt"larla) üretilen içeriklerde bu risk artabilir. Ancak, ChatGPT gibi büyük dil modellerinin kullandığı veri setlerinin devasa boyutu ve işlemlerin karmaşıklığı, çoğu durumda nihai içeriğin, eğitim verisindeki belirli bir eserin veya eser sahibinin hususiyetini hukuken sorun teşkil edecek düzeyde yansıttığını tespit etmeyi zorlaştırır. Bununla birlikte, bu teorik olasılık dahi, bilhassa ticari amaçlı kullanımlar açısından önemli bir risk faktörüdür.
Yapay zeka tarafından üretilen bir blog yazısının, makalenin veya pazarlama metninin, farkında olunmaksızın, eğitim verilerinde yer alan mevcut bir telifli esere "iktibas sınırlarını aşan" veya "esere tecavüz" teşkil edecek düzeyde benzerlikler göstermesi, içeriği ticari amaçla kullanan kişi veya kuruluşu FSEK kapsamında hukuki ve cezai sorumlulukla yüz yüze getirebilir. Bu durumda, hususiyetin mevcut olup olmadığı tartışmasından ziyade, eser sahibinin kim olduğunun tespiti daha önemli bir hukuki sorun haline gelebilir. Geliştirme sürecine dahil olan kişi sayısı arttıkça, bu kişilerin nihai ürün üzerindeki olası hususiyet yansıtma etkisi de azalacaktır.
Ticari Amaçlı Yapay Zeka İçerikleri ve FSEK Kapsamında Koruma
Blog yazıları, makaleler ve web sitesi içerikleri gibi ticari amaçla kullanılan metinler, "ilim ve edebiyat eseri" olarak FSEK korumasından faydalanabilirler; bu korumanın temel şartı, "sahibinin hususiyeti"ni taşıyan özgün bir yaratım olmalarıdır.
Neler Korunur?
Bir metindeki özgün anlatım biçimi, olayların veya bilgilerin işleniş ve sunuluş şekli, yapılan özgün analizler, kullanılan dil ve üslup, eserin sahibinin hususiyetini yansıttığı ölçüde telif hakkı koruması altındadır.
Neler Korunmaz?
Ham fikirler, genel konular, yöntemler, herkesin bildiği olgusal gerçekler veya sadece bir liste (örneğin, yemek tariflerindeki "sadece içindeki malzemelerin listesi") tek başına telif hakkı korumasına tabi değildir. Ancak, bu unsurların özgün bir şekilde seçilmesi, düzenlenmesi ve ifade edilmesi FSEK kapsamında koruma doğurabilir. Bu doğrultuda, yapay zeka tarafından üretilen bir içeriğin, FSEK koruması altındaki başka bir esere tecavüz teşkil edecek derecede benzer olması ve bu içeriğin ticari bir faaliyette kullanılması, asıl eser sahibinin mali ve manevi haklarının ihlali sonucunu doğurabilir.
Yapay Zeka İçeriklerinin Ticari Kullanımında Hukuki Risk Yönetimi ve En İyi Uygulamalar
Yapay zeka ürünü içeriklerin ticari kullanımında olası telif hakkı ihlallerinden kaçınmak ve hukuki riskleri en aza indirmek için aşağıdaki stratejilerin benimsenmesi büyük önem taşımaktadır:
-
Kapsamlı İnsan Müdahalesi ve Editoryal Denetim: Yapay zeka, bir fikir üretme veya taslak oluşturma aracı olarak görülmeli, ancak nihai içerik mutlaka yetkin insan editörler tarafından dikkatle incelenmeli, doğrulanmalı, düzenlenmeli ve en önemlisi, işletmenin veya yazarın kendi özgün bakış açısı, yorumları ve ifade tarzıyla zenginleştirilmelidir. Bu, içeriğe FSEK anlamında "hususiyet" katmanın ve özgünlüğü sağlamanın en temel yoludur. Örneğin, GPT tarafından üretilen bir tarifin açıklama kısmına yorum katılması daha sağlıklı bir sonuç verecektir.
-
Özgünlük Kontrolü ve İntihal Taraması: İnsan katkısıyla son şekli verilen içeriğin, yayınlanmadan önce güvenilir intihal tespit araçları kullanılarak mevcut kaynaklarla karşılaştırılması ve özgünlüğünün teyit edilmesi, olası ihlallerin proaktif bir şekilde önlenmesinde kritik bir adımdır.
-
Şeffaflık ve Bilgilendirme: Özellikle içeriğin dayandığı bilgilerin niteliği veya hedef kitleyle kurulacak güven ilişkisi açısından, içeriğin oluşturulmasında yapay zekadan faydalanıldığının uygun bir dille belirtilmesi (örneğin, bir bilgilendirme metni ile) değerlendirilmelidir. Bu, aynı zamanda şeffaflık ilkesine de hizmet eder.
-
Kullanım Lisansları ve Hizmet Şartlarının Titizlikle İncelenmesi: Yararlanılan yapay zeka platformunun (örneğin, ChatGPT) güncel kullanım koşulları ve lisans sözleşmeleri dikkatle incelenmeli; üretilen içeriğin ticari amaçlarla kullanımına ilişkin herhangi bir kısıtlama, özel şart veya atıf yükümlülüğü olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.
-
Profesyonel Hukuki Destek: Özellikle büyük ölçekli ticari projelerde veya risk düzeyinin yüksek olduğu değerlendirilen durumlarda, yapay zeka ürünü içeriklerin kullanımına ilişkin FSEK ve ilgili diğer mevzuat (örneğin, Elektronik Haberleşme Kanunu) kapsamında uzman bir hukuk danışmanından görüş ve destek almak, etkili bir risk yönetimi stratejisinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Sonuç: Yapay Zeka Çağında Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması
Yapay zeka teknolojileri, ticari içerik üretim süreçlerinde devrimsel yenilikler ve verimlilik artışları sunarken, başta FSEK olmak üzere mevcut fikri mülkiyet hukuku düzenlemeleri açısından dikkatli ve bilinçli bir hukuki yaklaşım zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Yapay zekanın bizatihi "eser sahibi" olarak kabul edilmemesi, üretilen içeriklerin hukuki statüsü ve bu içeriklerin ticari kullanımından doğabilecek sorumluluklar noktasında önemli belirsizlikler barındırmaktadır.
Bu nedenle, ticari faaliyette bulunanların yapay zekayı bir yardımcı ve ilham kaynağı olarak kullanması, üretilen içeriklere mutlaka nitelikli insan müdahalesiyle "hususiyet" kazandırması, kapsamlı özgünlük denetimleri yapması ve şeffaflığı gözetmesi, mevcut hukuki ortamda telif hakkı ihlallerinden kaçınmanın ve hukuki güvenliği sağlamanın en temel koşullarıdır. Teknolojinin hızla evrildiği bu dönemde, yasal çerçevenin de bu değişimlere ayak uydurması beklenirken, güncel durumda basiretli, tedbirli ve hukuka uygun hareket etmek, tüm ticari girişimlerin değişmez pusulası olmalıdır.