Gümrüklerde Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması
Fikri mülkiyet hakları (FMH), günümüz küresel ticaretinde işletmeler için hayati bir değere sahiptir. Markaların, patentlerin, tasarımların ve telif haklarının korunması, özellikle sahte ve taklit ürünlerin uluslararası dolaşımının önlenmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Türkiye'de bu korumanın önemli bir ayağını gümrüklerde yürütülen denetim ve müdahale süreçleri oluşturmaktadır. Bu yazımızda, 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu başta olmak üzere ilgili mevzuat çerçevesinde, gümrüklerde fikri mülkiyet haklarının nasıl korunduğunu, hak sahiplerinin hangi adımları atması gerektiğini ve hukuki süreçlerin nasıl işlediğini detaylı bir şekilde ele alacağız.
Gümrüklerde Fikri Mülkiyet Korumasının Temel Esasları
Gümrük idareleri, fikri ve sınai haklar mevzuatı kapsamında korunması gereken haklara tecavüz niteliğindeki eşyanın gümrük işlemlerini durdurma veya alıkoyma yetkisine sahiptir. Bu yetki, hak sahibinin veya temsilcisinin talebi üzerine kullanılabileceği gibi, belirli durumlarda gümrük idareleri tarafından re'sen (kendiliğinden) de harekete geçilebilir.
Hak Sahibinin Talebiyle Koruma
Hak sahibi veya temsilcisi, fikri mülkiyet haklarının ihlal edildiği şüphesi taşıyan ürünler için gümrük idarelerine başvurarak bu ürünlerin gümrük işlemlerinin durdurulmasını veya ürünlerin alıkonulmasını talep edebilir. Alıkoyma veya durdurma kararı, hak sahibine veya temsilcisine ve beyan sahibine bildirilir.
Re'sen (Ex-Officio) Koruma
Henüz gümrük idaresine bir talep yapılmamış olsa bile, söz konusu eşyanın fikri ve sınai mülkiyet haklarını ihlal ettiğine dair gümrük idaresinde kesin delillerin bulunması halinde, hak sahibinin geçerli bir başvuruda bulunmasını sağlamak amacıyla bu eşya üç iş günü süreyle re'sen alıkonulabilir veya gümrük işlemleri durdurulabilir.
Hak Sahipleri İçin Gümrük Başvuru Sistemi ve Önemi
Fikri mülkiyet hakkı sahipleri, haklarını (telif hakları, markalar, coğrafi işaretler, endüstriyel tasarımlar, patentler) Ticaret Bakanlığı'nın çevrimiçi sistemine kaydettirerek, taklit veya sahte ürünlerin gümrüklerde durdurulması için başvuruda bulunabilirler.
Kimler Başvurabilir?
Başvuru, hak sahipleri, hak sahiplerinin temsilcileri, hakkı kullanma yetkisine sahip olanlar veya bunların temsilcileri tarafından yapılabilir.
Gerekli Belgeler
Başvuru sırasında, tescilli fikri mülkiyet hakkının varlığını kanıtlayan belgelerin sunulması zorunludur.
Koruma Kapsamı ve Süresi
Her bir fikri mülkiyet hakkı için yapılacak tek bir başvuru ile tüm yerel gümrük idareleri nezdinde koruma sağlanabilir. Gümrük kaydının koruma süresi bir yıldır ve her yıl yenilenmesi gerekir.
Başvurunun Önemi
Gümrük yetkilileri taklit ürünleri re'sen alıkoyabilse de, usulüne uygun bir başvuru olmaksızın Gümrük'ün böyle bir yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu nedenle, FMH'lerin çevrimiçi Gümrük veritabanına kaydedilmesi, etkin bir koruma için büyük önem taşır.
Gümrükte El Koyma Sonrası İşleyen Süreç
Gümrük yetkilileri taklit veya sahte olduğundan şüphelenilen ürünlere el koyduğunda, hak sahiplerini veya temsilcilerini el konulan ürünler hakkında yazılı olarak derhal bilgilendirir. Bu bildirimin ardından hak sahiplerinin belirli süreler içinde harekete geçmesi gerekmektedir:
Tedbir Kararı Alma Yükümlülüğü
Hak sahiplerinin, ürünlerin türüne bağlı olarak (çabuk bozulan ürünler için üç iş günü, diğer ürünler için on iş günü içinde) mahkemeden ihtiyati tedbir kararı veya cezai el koyma kararı alması gerekir.
Ek Süre Talebi
Hak sahibi, haklı bir gerekçe göstermesi halinde, ilgili gümrük idaresinden on iş gününe kadar ek süre talep edebilir ve gümrük bu süreyi uzatabilir.
Dava Açma ve Bilgilendirme
İhtiyati tedbir kararının alınmasının ardından, hak sahibi on gün içinde yetkili mahkemede dava açmalı ve dava açtığına dair belgeleri Gümrük İdaresine sunmalıdır.
Süre Aşımının Sonucu
Belirtilen süreler içinde mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edilmezse, Gümrük İdaresi ürünleri serbest bırakacaktır.
Bu adımların ardından, taklit ürünlere karşı hem cezai takibat hem de hukuki yaptırımlar söz konusu olabilir.
Taklit Ürünlerin Akıbeti: Gümrükte İmha İşlemleri
Gümrük işlemleri durdurulan veya alıkonulan eşya, yetkili mahkemenin kararı doğrultusunda, nitelikleri esaslı bir şekilde değiştirilerek tasfiye edilir veya imha edilir. Ancak, uzun yargılama süreçlerine alternatif olarak Gümrük Kanunu daha hızlı bir çözüm sunmaktadır:
Basitleştirilmiş/Kolaylaştırılmış İmha Usulü
Gümrük Kanunu'nun 57/6. maddesi uyarınca, fikri ve sınai hakların ihlaline ilişkin bir mahkeme kararı olmaksızın, gümrük işlemleri durdurulan veya alıkonulan eşyanın gümrük kontrolü altında ve kolaylaştırılmış imha usulüyle imhasına izin verilebilir. Bu usulün uygulanabilmesi için Ticaret Bakanlığı'nın eşya sahibinden yazılı bir muvafakat alması gerekmektedir. Basitleştirilmiş imha, hak sahiplerinin mahkeme kararı olmaksızın taklit ürünlerin imhasını talep edebilmelerini sağlayan, maliyet etkin ve verimli bir yöntemdir. Bu usule ilişkin yöntem ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu ile Gelen "Hızlı İmha" Süreci
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK), ceza muhakemesi sürecinde ele geçirilen taklit ürünler için "hızlı imha" sürecini de Türk marka hukukuna dahil etmiştir. Savcılık, yedieminliğe numune teslim edildikten sonra, el konulan taklit ürünleri depolama için yerel mali idareye teslim edebilir. Ayrıca savcılık, bu malların taklit niteliğinin bir bilirkişi raporuyla teyit edilmesi koşuluyla, zarar görme veya ciddi değer kaybı riski bulunması ya da depolamanın önemli bir masraf gerektirmesi halinde ceza mahkemesinden imha kararı talep edebilir. Yetkili mahkeme, ceza yargılaması sırasında da imhaya karar verebilir. Bu süreç, imha prosedürünü kolaylaştırmayı ve taklit malların depolanması için makul olmayan masrafları önlemeyi amaçlamaktadır.
Cezai Yaptırımlar ve Ceza Muhakemesi
Marka hakkına tecavüz suçları için cezai yaptırımlar öngörülmüştür:
Suç ve Ceza
Bir marka hakkına tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, piyasaya süren veya satan, ithal veya ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Şikayete Tabi Olma
Bu suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabidir.
Soruşturma Süreci
FMH sahibi, yerel savcılığa suç duyurusunda bulunur. Savcı, yerel ceza mahkemesinin arama ve el koyma müzekkeresi ile gümrük yetkililerine depodaki mallara el koyma talimatı verir. Mahkeme arama ve el koyma kararı verdiğinde polis baskın düzenler. Savcı ayrıca polise mülkte arama yapma ve taklit mallara el koyma talimatı verir. Polisin, arama ve el koymaya ilişkin resmi belgeleri hazırlayıp 24 saat içinde yerel ceza mahkemesine sunması zorunludur. Baskın sırasında elde edilen bu belgeler, FMH sahibinin olası bir hukuk davasında iddialarını desteklemek için faydalı olabilir. Ardından savcı soruşturma yürüterek iddianame hazırlar ve kovuşturma aşaması bir ceza davasına dönüşür.
Yargılama Süresi ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Ceza davası ilk derece mahkemesinde yaklaşık bir-iki yıl sürebilir. Türk ceza muhakemesi hukukuna göre, sanığın sabıka kaydı yoksa mahkeme cezayı beş yıl süreyle erteleyebilir (hükmün açıklanmasının geri bırakılması). Sanık bu beş yıllık süre içinde başka bir suç işlemezse, ilk ceza adli sicil kaydından silinir.
Pişmanlık Hükümleri
SMK, taklit malların kaynağını ifşa eden ve bu malların ele geçirilmesini kolaylaştıran şüphelinin cezadan kaçınmasını sağlayan bir pişmanlık hükmü getirse de, bu hükmün ve ileri usullerinin Türkiye'de uygulanması son derece zordur. Bu boşluk, bazı ihlalciler tarafından yasal süreci mümkün olduğunca uzatmak için dahi kullanılabilir.
Hukuki Yaptırımlar ve Hukuk Davaları
FMH sahipleri, cezai takibata ek olarak veya bunun yerine, hukuk mahkemelerinde dava açarak haklarını arayabilirler:
İhtiyati Tedbir Talebi
FMH sahipleri, dava sonuna kadar malların gümrükte tutulması için ihtiyati tedbir talebinde bulunabilirler. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'na göre, bir FMH sahibinin tecavüz tehdidini durdurmak amacıyla hukuk mahkemelerinden ihtiyati tedbir talep etmesi mümkündür. Mahkeme, böyle bir ihlal olasılığının yüksek olduğuna ikna olursa tedbir kararı alabilir. Ancak, ihlale dair net olgular ve güçlü kanıtlar olmadıkça bu tür tedbirler nadiren verilir. Bu durumda mahkeme, davacıdan teminat olarak bir depozito da talep edebilir. İhtiyati tedbirler, hükmün etkinliğini tam olarak sağlamalı ve özellikle tecavüz fiillerinin durdurulması veya ürünlerin alıkonularak muhafaza altına alınması gibi önlemleri içermelidir. Geçici tedbir kararı dava süresince geçerli olup, nihai tedbir kalıcıdır; bunun dışında aralarında başka bir ayrım bulunmamaktadır.
Sorumlu Taraflar
Kanuna göre, doğrudan ihlal edenlerden tedarikçilere, ithalatçılara, toptancılara ve dağıtıcılara kadar geniş bir yelpazede ihlal eden taraf tanımı bulunmaktadır. Ancak genel bir kural olarak, son kullanıcı tüketici ihlal eden sayılmaz.
Hak Sahibinin Talepleri (SMK Madde 149)
FMH sahibi, ihlal davası sırasında mahkemeden şunları talep edebilir:
- Tecavüz fiillerinin durdurulması.
- Tecavüzün giderilmesi ve uğranılan zararın tazmini.
- Marka hakkına tecavüz eden ürünlere, bu ürünlerin üretiminde kullanılan araç ve makinelere el konulması.
- El konulan ürünler üzerinde mülkiyet hakkı tanınması; bu durumda ürünlerin değeri, hükmedilen tazminattan düşülür. Ürünlerin değeri hükmedilen tazminat değerinden fazla ise, marka sahibi aradaki farkı tecavüz eden tarafa öder.
- Haklara tecavüzün devamının önlenmesi için tedbirler alınması, ürünler ve araçlar üzerinden markanın silinmesi veya tecavüz fiillerinin önlenmesi için kaçınılmaz ise özellikle el konulan ürünlerin ve araçların imhası.
- Kesinleşmiş mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafa ait olmak üzere, kamuya ve ilgililere yayın yoluyla duyurulması.
Tazminat Talepleri (SMK Madde 150)
FMH sahibi, ihlal davasıyla birlikte tecavüz eden taraftan/taraflardan tazminat da talep edebilir:
- Marka sahibinin izni olmaksızın markayı taklit ederek üretilen ürünü üreten, satan, dağıtan veya bu amaçlarla ticari kullanıma sokan veya ithal eden ya da bu amaçlarla bulunduran kişi, hukuka aykırılığı gidermek ve neden olduğu zararları tazmin etmekle yükümlüdür.
- Taklit edilmiş markayı herhangi bir şekilde kullanan kişi, marka sahibi tarafından ihlalden haberdar edilip ihlali durdurması istendikten sonra veya başka bir kötüye kullanım durumu varsa, neden olduğu zararları tazmin etmekle yükümlüdür.
- Davacı, manevi ve maddi zararları için tecavüz edenden uygun bir tazminat talep etme hakkına sahiptir.
- Maddi zararlar, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda belirtildiği üzere davacının seçebileceği üç farklı seçeneğe göre dikkate alınır:
- İhlal olmasaydı sahibinin elde edeceği potansiyel gelir.
- Markanın kullanımıyla tecavüz edenin elde ettiği gelir.
- Marka bir lisans sözleşmesi kapsamında yasal olarak kullanılsaydı ödenmesi gereken lisans ücreti.
- Gerçekleşmemiş gelirin hesaplanmasında mahkeme, markanın ekonomik değeri, ihlal anında markanın kalan koruma süresi ve markaya ilişkin verilen lisansların türü, niteliği ve sayısı gibi ilgili durumları dikkate alacaktır.
- En önemli belgeler, davalının ticari ve muhasebe kayıtları ile satılan/üretilen/ithal edilen malların ihlal edilen Marka ile ilişkisidir. Ancak, bu kayıtlar genellikle usulsüz ve eksiktir ve nadiren ekonomik faaliyeti doğru bir şekilde yansıtır. Bu nedenle, pratikte davacı zararın hesaplanması konusunda zorluklarla karşılaşmaktadır.
Sonuç
Gümrüklerde fikri mülkiyet haklarının etkin bir şekilde korunması, hak sahiplerinin proaktif adımlar atmasını gerektirir. FMH'lerin gümrük veritabanına kaydettirilmesi, olası ihlallere karşı hızlı müdahale imkanı sunar. Gerek gümrük süreçlerinde gerekse sonrasındaki cezai ve hukuki mücadelelerde uzman bir avukattan destek almak, haklarınızın en doğru ve etkin şekilde korunmasını sağlayacaktır. Unutmayın, fikri mülkiyetiniz en değerli varlıklarınızdan biridir ve korunmayı hak eder.