Copyleft: FSEK Kapsamında Haklar ve Korunma Yolları
Günümüz dijital çağında yazılımlar, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu yazılımların nasıl kullanıldığı, dağıtıldığı ve geliştirildiği ise "özgür yazılım" ve "copyleft" gibi kavramlarla yakından ilişkilidir. Peki, bu kavramlar ne anlama geliyor ve Türk Hukuku'nda, özellikle 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) çerçevesinde nasıl bir korumaya sahipler? Bu yazıda, özgür yazılım ve copyleft felsefesini, telif hakkı (copyright) ile karşılaştırmasını ve olası hak ihlalleri durumunda başvurulabilecek hukuki yolları avukat gözüyle inceliyoruz.
Özgür Yazılım Nedir? Temel Felsefesi
Özgür yazılım, adından da anlaşılacağı üzere bir özgürlük meselesidir ve kullanıcılara yazılımı kullanma, çoğaltma, dağıtma, inceleme, değiştirme ve bu değiştirilmiş sürümleri bedava veya ücret karşılığında sunma imkanı tanıyan bir yazılım modelidir. Özgür yazılımcılara göre bilgi özgür olmalı ve özellikle bilim ile teknolojinin gelişimi için serbestçe paylaşılmalıdır. Bu anlayış, telif haklarının bilginin paylaşımını engelleyebileceği düşüncesine dayanır. Ancak özgür yazılım felsefesi, korsan yazılımlara veya yazılımların kırılmasına karşıdır; amacı, tekelleşmeye izin vermeden herkesin özgürce katkı sağlayabileceği ve kullanabileceği bir zemin oluşturmaktır. Önemli bir nokta, özgür yazılımın her zaman "bedava yazılım" anlamına gelmediğidir. Özgür yazılımlar, copyleft olan ve copyleft olmayan şeklinde iki ana kategoriye ayrılır.
Copyleft Kavramına Detaylı Bir Bakış
GNU tarafından "bir programı veya bir çalışmayı, tüm değiştirilmiş ve genişletilmiş sürümleri ile özgür yapmak" şeklinde tanımlanan copyleft , bir kişinin yarattığı yazılımın herkes tarafından özgürce kullanılması, gerekirse değiştirilmesi ve yayılması anlamına gelir[cite: 7]. Copyleft, kullanıcıların özgürlüğünü güvence altına alırken, programcıların da özgür yazılıma katkıda bulunmalarını teşvik eder. Copyleft, esasen program üzerindeki telif hakkını kullanmanın bir yöntemidir. Bu modelde eser sahibi, belirlediği koşullar altında telif haklarının bir kısmından feragat eder. Bu, telif hakkından tamamen vazgeçmek demek değildir; bir programı copyleft yapabilmek için öncelikle o program üzerinde bir telif hakkının var olması gerekir. Ardından, programa özel dağıtım koşulları eklenir. Bu koşullar, program kodunun veya programdan türetilen herhangi bir eserin, aynı dağıtım koşulları altında başkalarının erişimine sunulmasını sağlayan yasal bir araçtır. Böylece, yazılımın kodu ve getirdiği özgürlükler yasal olarak birbirine bağlanmış olur.
Copyright ile Copyleft Arasındaki Temel Farklar
Geleneksel "copyright" (telif hakkı), bir eserin başkaları tarafından izinsiz kopyalanmasını, çoğaltılmasını ve değiştirilmesini engelleyen bir hak olarak tanımlanır. "Copyleft" ise bu kavramla zıt bir yaklaşım sunar. Copyleft, eser üzerinde başkalarına değişiklik yapma, dağıtma, kopyalama, inceleme ve kullanma hakkı tanırken, bu hakların eserin değiştirilmiş sürümlerinde de aynı şekilde tanınmasını şart koşar. Kısacası, copyright başkalarının ihlalini önlemeye odaklanırken, copyleft telif haklarının başkaları tarafından da kullanılabilmesini hedefler. Odak noktası açısından ise copyright eser sahibini merkeze alırken, copyleft daha çok bir topluluk tarafından ortaklaşa geliştirilen ve tüm kullanıcılar tarafından özgürce kullanılabilen eserleri esas alır.
Copyleft Lisansları ve Öncüsü: GNU GPL
Copyleft lisansları, telif hakkı kapsamında korunabilecek her türlü eserde kullanılabilmekle birlikte, en sık yazılım sektöründe karşımıza çıkar. Bir yazılımın "özgür yazılım" olarak nitelendirilebilmesi, genellikle o yazılımın bir copyleft lisansıyla kullanıma sunulmasıyla mümkün olur. Copyleft genel bir kavram olup, bir yazılımın bu kapsama girebilmesi için belirli dağıtım koşullarının getirilmesi gerekir. Pratikte, copyleft lisanslı yazılımların büyük çoğunluğu GNU Genel Kamu Lisansı (GNU GPL) kullanır. GNU GPL, bir programı copyleft yazılım yapmak için gereken özel dağıtım koşullarını tanımlar. Bu lisansın temel özelliklerinden biri, programın değiştirilmiş sürümlerinin de aynı derecede özgür yazılım olması gerektiği konusundaki ısrarıdır. Tek bir yazılım için farklı yazılım lisanslarının bir arada kullanılması genellikle tercih edilmez ve yeni bir lisansla yazılmış bir kodun başka bir lisansla yazılmış bir kod ile birleştirilmesi yasal sorunlara yol açabilir. Özgür yazılım kavramının sadece GPL ile korunan yazılımlarla sınırlı olmadığını da belirtmek gerekir.
Copyleft Olmayan Özgür Yazılımlar
Copyleft olmayan özgür yazılımlar da mevcuttur. Bu tür yazılımlar, yazarından yeniden dağıtma, değiştirme ve ayrıca sonradan kısıtlamalar ekleme izinleri ile gelir. Eğer bir program özgür bir yazılım olduğu halde copyleft bir yazılım değilse, bu programın bazı kopyaları veya değiştirilmiş sürümleri tamamen özgür olmayabilir. Örneğin, bir yazılım şirketi, copyleft olmayan özgür bir programı alıp, üzerinde değişiklikler yaparak veya yapmadan derleyebilir ve elde ettiği çalıştırılabilir dosyayı mülk (proprietary) bir ürün olarak dağıtabilir. Copyleft olmayan lisanslar, değiştirilmiş sürümlerin de özgür kalması konusunda ısrarcı değildir.
Türkiye'de Yazılımların FSEK Kapsamında Hukuki Koruması
Türkiye’de bilgisayar programları ve yazılımları, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) çerçevesinde "ilim ve edebiyat eseri" olarak kabul edilir ve telif hakkı korumasından yararlanır. Fikri haklara tecavüz tehlikesi veya devam eden bir tecavüz olması durumunda hak sahiplerinin başvurabileceği hukuki yollar mevcuttur.
Hak İhlalleri Durumunda Açılabilecek Başlıca Davalar:
-
Tecavüzün Ref’i Davası (Haksız Kullanımın Durdurulması Davası):
- Henüz tamamlanmamış veya devam eden tecavüzlerin sonlandırılması amacıyla açılır. Bu dava için kusur aranmaz.
- Manevi Haklara Tecavüz Halinde (FSEK m.67): Eser sahibinin rızası dışında eserin alenileştirilmesi, esere yanıltıcı veya rızaya aykırı ad konulması , eserde eser sahibi adının hiç konulmaması, yanlış veya iltibasa yol açacak şekilde konulması durumlarında adın doğru şekilde konulması veya yanlışlığın düzeltilmesi talep edilebilir. Mahkeme kararının üç gazetede ilanı da istenebilir. Eserde haksız değişiklik yapılması durumunda ise, eser sahibi bu değişikliklerin çoğaltılmasını, yayın ve temsilini men edebilir; tedavüldeki nüshalarda değişikliklerin düzeltilmesini veya eski hale getirilmesini talep edebilir. Eser gazete, dergi veya radyo ile yayımlanmışsa, yayımlayanlardan ilan yoluyla düzeltme istenebilir. Güzel sanat eserlerinde, eser sahibi eserdeki adının kaldırılmasını veya değiştirilmesini isteyebilir.
- Mali Haklara Tecavüz Halinde (FSEK m.68): Eser sahibinin FSEK'te sayılan mali hakları (işleme , çoğaltma , yayma , temsil , radyo ile yayım gibi) ihlal edildiğinde, eser sahibi, sözleşme yapılmış olması varsayımında isteyebileceği bedelin veya uğradığı zararın en çok üç katını talep edebilir. İzinsiz çoğaltma durumunda veya çoğaltılan nüshalar henüz satışa çıkarılmamışsa, eser sahibi çoğaltmaya yarayan araçların imhasını, çoğaltılmış kopyaların ve araçların uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da yine olası bir sözleşme bedelinin üç katını talep etme gibi seçimlik haklara sahiptir.
-
Tecavüzün Men’i Davası (Saldırının Önlenmesi Davası):
- Fikri haklara yönelik bir tecavüz tehlikesi mevcutsa, bu tecavüzü önlemek ve tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla açılır. Bu davanın açılabilmesi için zararın doğmuş olması veya kusur şartı aranmaz.
-
Tazminat Davaları:
- Manevi Tazminat Davası (FSEK m.70/1): Manevi hakları ihlal edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat talep edebilir.
- Maddi Tazminat Davası (FSEK m.70/2): Mali hakları ihlal edilen kimse, eğer tecavüz edenin kusuru varsa, haksız fiil hükümlerine dayanarak maddi tazminat davası açabilir. Bu ihlal, hak sahibinin malvarlığında fiili bir zarara veya kardan mahrumiyete yol açmış olabilir.
-
Temin Edilen Karın Devri Davası (FSEK m.70/3):
- Maddi ve manevi hakları ihlal edilen kişi, tazminat taleplerinin yanı sıra, tecavüz sonucu elde edilen karın kendisine verilmesini de isteyebilir. Bu talep, tazminat niteliğinde olmayıp, esasen gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeden kaynaklanır ve tecavüz edenin kusurlu olması şart değildir. Eğer karın devriyle eser sahibinin fiili zararı veya mahrum kaldığı kar karşılanabiliyorsa, ayrıca maddi tazminata hükmedilemez. Zarar bu yolla tam olarak karşılanamıyorsa, bakiye zarar için maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Eğer FSEK m.68 uyarınca bir bedel tahsil edilmişse, bu bedel temin edilen kardan düşülür. Bu düzenlemenin gerekçesi, tecavüze uğrayanın elde edemeyeceği bir kazancı failin tecavüz sayesinde elde etmesi durumunda, tecavüze uğrayanın bir zararı olmasa bile (bu durumda maddi/manevi tazminat davası açılamaz) , haksız kazancın TBK m.530 uyarınca temlikinin sağlanmasıdır.
Cezai Yaptırımlar:
FSEK kapsamındaki hak ihlalleri, hukuki davaların yanı sıra cezai sonuçlar da doğurabilir. Bunlar arasında adli para cezası, 5 yıla kadar paraya çevrilmeksizin hapis cezası ve korsan yazılım yüklü bilgisayarlara el konulması gibi yaptırımlar bulunmaktadır.
Sonuç
Copyleft ve özgür yazılım hareketleri, yazılımların geliştirilmesi ve dağıtılmasına yenilikçi yaklaşımlar sunarken, bu modellerin hukuki zeminini ve geleneksel telif hakkı ile ilişkisini iyi anlamak büyük önem taşımaktadır. Türkiye'de FSEK, yazılımlar için kapsamlı bir hukuki koruma sağlamakta ve hak sahiplerine ihlaller karşısında geniş yasal imkanlar sunmaktadır. Gerek yazılım geliştiricilerin gerekse kullanıcıların, lisans koşullarını dikkatle incelemesi ve olası bir hak ihlali durumunda hukuki destek alması, haklarının korunması açısından kritik öneme sahiptir.
- Maddi ve manevi hakları ihlal edilen kişi, tazminat taleplerinin yanı sıra, tecavüz sonucu elde edilen karın kendisine verilmesini de isteyebilir. Bu talep, tazminat niteliğinde olmayıp, esasen gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeden kaynaklanır ve tecavüz edenin kusurlu olması şart değildir. Eğer karın devriyle eser sahibinin fiili zararı veya mahrum kaldığı kar karşılanabiliyorsa, ayrıca maddi tazminata hükmedilemez. Zarar bu yolla tam olarak karşılanamıyorsa, bakiye zarar için maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Eğer FSEK m.68 uyarınca bir bedel tahsil edilmişse, bu bedel temin edilen kardan düşülür. Bu düzenlemenin gerekçesi, tecavüze uğrayanın elde edemeyeceği bir kazancı failin tecavüz sayesinde elde etmesi durumunda, tecavüze uğrayanın bir zararı olmasa bile (bu durumda maddi/manevi tazminat davası açılamaz) , haksız kazancın TBK m.530 uyarınca temlikinin sağlanmasıdır.